HAKİKİ DİN NASIL SEÇİLİR
İnsan alıştığı alışkanlıklarını sever. Bunlardan ayrılmak istemez. Doğunca süt emmeye alışır. Bundan ayrılmak istemez. Büyüdükçe, evine, mahallesine, şehrine alışır. Bunlardan ayrılması çok güç olur. Sonra dükkânına, sanatına, çalıştığı işine ve çoluk çocuğuna, diline, dinine alışır. Bunlardan ayrılmak istemez. Böylece çeşitli topluluklar, milletler ortaya çıkar şu halde bir milletin dinlerini sevmeleri, dinlerin en hayırlı din olduğunu anladıkları için değildir. Aklı olan kendi dinini ve başka dinleri incelemeli, dinler arasında hak olanı anlamalı ve ona sarılmalıdır.Çünkü batılı dine bağlanmak, insanı ebedi felaketlere ve daima azaba götürür.
Ey insan gaflet uykusundan uyan! Hak dinin hangi din olduğunu nasıl bileyim? Benim alıştığım dinim hak din olduğuna inanıyorum. Bu dini seviyorum der ise şunu bil ki; din rabbim peygamberler vasıtası ile gönderilmiş emirlere yasaklara itaat etmektir. Bu emirler. İnsan rabbine karşı ve birbirlerine karşı vazifeleridir.
Mevcut dinler içinde, Rabbin sıfatlarını ibadet şekillerini ve yarattıkları arasındaki işleri en faydalı olarak bildiren hangisidir? Akıl iyiyi kötüden ayıran bir kuvvettir. Kötüyü terk etmek iyiyi de araştırmak lazımdır. Dini tetkip edip araştırmak; onun başlamasını peygamberlerini ashabını peygamberlerine inanıp bağlanan cemaatini ve din büyüklerini incelemektir. Bunları beğenirsen o dini seç aklına uy nefsine uyma; nefis aileden arkadaşlardan bozuk, kötü din adamlarından utanmayı onlardan zarar gelmemesini ileri sürerek seni aldatır. Bu zarar ebedi tercih eder. Peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammet aleyhisselamainanır.
Zaten İslamiyet, bütün peygamberlere iman etmeyi emretmektedir. Bunların dinlerini yani şeraitlerinin hak oldukları her resul gelince evvelki dinlerin hükmü kalmadığı gibi Muhammet aleyhisselamın dini gelince de bütün dinlerin hükmü kalmadığını bildirmektedir.
Bir insanın tabi olduğu dinin batıl olduğunu anlaması ve bu dini terk ederek Muhammet aleyhisselama iman etmesi nefise çok güç gelir. Çükü nefis Allah’ütealaya ve Muhammedaleyhisselama ve onun dinine düşman olarak yaratılmıştır. Nefsin bu düşmanlığına hamiye tül cahiliye yani taassupla doğruyu gerçeği kabul etmeyip karşı çıkmak denir. Batıl dindeki analar, babalar, öğretmenler ve kötü arkadaşlar nefsin bu düşmanlığını kuvvetlendirirler.
Bunun için çocuğa öğretmek taşa yatmak gibidir. Denilmiştir nefsin bu düşmanlığını yok etmek için çok çalışmak, nefis ile savaşmak ve nefsi akıl ile inandırmak gerekir.
Bir dine tabi olmak ebedi saadete kavuşmak sonsuz felaketlerden kurtulmak içindir. Yoksa anadan babadan kalma bir din ile öğrenmek için değildir. Peygamberde, kendisi de peygamberlik şartları bulunan Allah’ütealanın emirlerini kullarına bildiren bir insandır. Böyle bir peygambere tabi olmak onun dinine girmek gerekir.
Yorum Yapın