Ç.Rizespor, ilk devre topladığı puanlara güvenirken, devre arası transferinde menejerlere güvenmeyerek transferi tek oyuncu ile kapattı.
Rakip Eskişehirspor ise ilk devre aldığı sonuçlar tam anlamı ile berbat ötesi olduğu için, devre arası transfer döneminin şampiyonu oldu ve kadrosuna 13 yeni oyuncu kattı.
Dünkü maçta kırmızı – siyahlı takım beş yeni oyuncusunu sahaya sürdü, bizde ise tek transfer Ümit Kurt, sabah oynanan U21 takımında yer aldı.
Yenilen takımın komaya gireceği maçta, maçın hemen başında hakem ve yardımcısının evlere şenlik verdiği penaltı kararı ile biz erkenden komaya girdik.
Haksız penaltı golü ile 1 – 0 mağlup duruma düşen atmaca, o dakikadan sonra silkindi ve takım halinde başkaldırdı. Şu bir gerçek ki, bu takım Kweuke’siz olmuyor. Hele, onun yokluğunda sahaya çıkan Polonyalı Tuszynskı tam bir hayal kırıklığı. Bir kere bu futbolcu arkadaşlarından tempo olarak çok düşük seviyede. Kendini maça vermiyor, gizlenerek oynuyor. Öyle kupada attığı gollere bakmayın. Yaratıcılığı hiç yok. Pas oyununda yok. Boğuşmada yok, tek vuruşta yok. İlk devre kaçırdığı bir gol var ki, 63’lük Alman çalıştırıcı Roland Koch bile gözü kapalı o topu Eskişehir filelerine gönderirdi.
Golden sonra neredeyse tek kale top oynadık. Kaçan goller var ama, son vuruş eksikliği diz boyu. Net gol fırsatlarında tek vuruş yapan oyuncumuz yok. Rakip kaleci Bofin’de iyi maç çıkardı, bu arada.. Ligde can derdine düşen ve 70’li yıllarda estiren Eskişehirspor, özellikle orta sahada Kıvanç ve Alpaslan ikilisi ile o bölgeyi savaşarak parselledi. Bizde ise Ludovic ve çıkana kadar Sercan en gayretli iki oyuncu oldular. Özellikle Ludovic, geldiği günden beri toplam kaleye çektiği şut sayısı bu maçın 90 dakikası içinde çektiği ile eşit seviyede. Hafta içi doğum gününü kutlayan Ludovic’i hiç bu kadar istekli görmedim. Hele maçın sonlarında kaptanlık bandını taktıktan sonra ayrı bir kimlikte oynadı Fransız oyuncu.
Bedava penaltıyı veren Fırat, ilk devre aslında bizim adımıza cillop gibi penaltıyı yedi. Eskişehirli İspanyol oyuncun kolu açık ve top ona çarpıyor. Net bir penaltı, ama karar devam! Teknik direktör Hikmet Karaman, ilk devre haklı tepkisini ortaya koydu, bu kez 4’üncü hakem tarafından şikâyet edilerek tribüne gönderildi. Oysaki, aynı hakem yani Erdem Bıyık efendi, daha bir hafta evvel Kadıköy’de maça çıktı. Fener’in Portekizli hocası onun yanında bizim oyuncumuz Deniz Kadah’a İngilizce küfürler döşedi. Bıyık efendi, Kadıköy’de yüreği yetmedi ve Fener’in hocasını tribüne gönderemedi. Sanırım gücü Rizespor’a yani Hikmet Karaman’a yetti! Ayıp, çok ayıp ettin Erdem Bıyık! Seni takipte olacağım…
İlk devreyi 1 – 0 mağlup ve hocasız bir şekilde soyunma odasında geçiren yeşil – mavili takım ikinci devre aynı tempoyu sürdürmesi imkânsızdı. Hikmet hoca yukardan oyunu çok daha iyi görür hesabını yaparken, dakikalar bir bir ilerlemeye başlamıştı bile. Özellikle sahada tel tel dökülen Tuszynskı’ye bu kadar nasıl tahammül etti derken, oyuna sonradan giren Mehmet Akyüz çok kullanmadığı kafası ile altın bir dokunuş yaptı ve skoru eşitlemeyi bildi. Kenardan gelen Ümit ve Murat takviyesi altında son çeyrekte yüklendikçe, yüklendik ama dedim ya, bu takımda Kweuke’siz son vuruş eksikliği var.
Bu tip ilerde sana rakip olacak karşılaşmalardan yenemiyorsan, yenilmeyeceksin kuralı geçerli. Gençlerbirliği maçında da son dakikada yediğimiz gol bize pahalıya mal oldu. Hem rakibine puan ve moral veriyorsun, hemde senin gardın düşüyor. Dün Ç.Rizespor belki çok istedi, hakem ön plana çıktı ama, neticede top girmedi mi girmiyor. O zaman futbolun o altın kuralı devreye girecek. “Yenemiyorsan, yenilme’” Ne demek istediğimi lig sonunda çok daha iyi anlayacaksınız.
Gelelim son noktaya..
Transfer.. Yapsan bir dert yapmasan bir dert..
Şu bir gerçek ki özellikle bu sezon başı yapılan transferlerde bizim takım resmen çuvalladı..
Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer atasözü bizimkileri devre arası uyandırdı.
Ama..
Futbol topu döndüğü sürece transfer hep var, var olacak..
Bana göre, yönetimin ve teknik kadronun bundan önce yapılan transferlerde ders aldık demesi, “Baklavacının, şekerden uzak durun” demesi ile eş değer!
Sanırım son cümle her şeyi anlatıyor!..
Yorum Yapın