KİRAZIN DALLARINDA YIRTILAN GÖMLEKLER !..

KİRAZIN DALLARINDA YIRTILAN GÖMLEKLER !..
Ligde dertsiz başını dertte sokarak bir süredir uçurumun kenarında dolaşan Ç.Rizespor, evinde Gaziantep FK maçına çıktı. Yeşil - mavili takımda hatanın yeri olmadığı maçta atmaca maçın son 13 dakikası içinde bulduğu iki gol ile bitime son dört hafta kala hafiften kefeni yırtarak rahat bir nefes aldı.
Aslında geçen sezon hariç biz bu filmi süper ligde birçok kez yaşadık. Dolayısıyla Rizeli bu konuda çok idmanlı. Başkan İbrahim Turgut ise ilk kez küme düşme korkusunu iliklerine kadar yaşadı, Başkanın omuzlarında oluşan ağır yük ve vebal Allah bir Başkana ne kalın izler bırakmıştır..
Ç.Rizespor'un Süper ligde varlık içinde yokluk çekmesi tamamen futbol aklının son derece kısıtlı ölçülerde ve belirli kişiler üzerinde yönlendirilmesi sonuncu ile alakalı. Siz bakmayın geçen sezona.. Transferin son günlerinde A kalite Shelvey transferi sonrası takım birçok maçta bu oyuncu ile kilit çözdü, rakiplerin fişini çekti. Bu sezon bırakın Shelvey kalitesinde bir oyuncuyu, takımda özellikle bu tip stres yüklü zor haftalarda abilik yapacak bir oyuncun bile yok. Hoca sezon boyunca üst düzey formsuz, oyuncu kalitesi yetersiz, ligde Hatay ve A.Demirspor takımları haftalar önce havlu atmış, dolayısıyla geri kalan iki takım arasında yer almayacaksın ama dediğim gibi haftalar ilerlediğinde sezon başı kalitesiz boya kullandığından o üzerinde yer alan yeşil - mavili renkler güneşli maçlarda sahada soluyor veya yağmurlu günlerde boyası akıyor, senin de sezon başından beri çok güvendiğin kadron böylece maç kazanamama stresine giriyor..
Özetle her sezon üst düzey sponsor girdilerinin olduğu bir kulüp futbol adına taraftarına rahatlık vermiyor. Bu işin ironi benzetmesi ise ; Son derece kaliteli bir o kadar da pahalı bir ayakkabı var ayağına ama her sefer yolda yürürken " amele balgamına" basıyorsun veya üstüne ipekten çok pahalı bir gömlek var ama sen kiraz mevsiminde kiraz ağacına çıkıyorsun ve o gömleği kirazın dallarına takıyorsun, yırtıyorsun!. Bunları yaparken de bir Allah ın kulu demiyor, bu takıma sular akarken bir kalıcı gelir bırakalım, bu iş değirmenin suyu ile nereye kadar gider, ya o su kesilirse bu takımın hali ne olur? Ondan sonra Rize futbol şehri değil muhabbetine dönüyor iş. Biz bu ligi hak etmiyoruz , tribünler dolmuyor.. Oysa ki..
Norveç in FK Bodø/Glimt takımı Rize şehrinin yarısı kadar nüfusu olan bir yer. Bu takımın piyasa değeri senin takımın toplam piyasa değerinin yarısı kadar. Adamlar her sezon hem alt yapıdan hem de transfer ettikleri oyunculardan Avrupa liglerine oyuncu pompalıyorlar. Avrupa kupalarında bu sezonda yarı final gördüler. Arada ki fark tamamen futbol aklı ile orantılı. İskandinav takımında eskiden forma giyen oyuncular ülkelerine döndüler mi forma giydikleri Bodo takımının fahri futbol elçisi oluyorlar. Örneğin geçmiş yıllarda Bodo forması giyen Afrikalı bir oyuncu veya Güney Amerikalı bir oyuncu kendi ülkesi ve kıtasını tarıyor, genç, yetenek vaat eden yeni isimleri Bodo takımına öneriyor. Bodo takımının futbol aklı uygun görmesi sonrası eski oyuncusu yeni fahri futbol elçisi bu transferden bir cüzi pay alıyor. Bu kadar basit. Bizde ise bırakın eski yerli / yabancı bir oyuncuya bu tip bir gönül işi vermeyi onları Rize'de ağırlamak veya maça çağırmayı bile düşünmüyoruz. Düşünün bu takımda Kazak Milli kaleci David Loriya yı.. Türkmen Cumhuriyeti sınırlarını elinin avucu gibi biliyor. Ver fahri bir görev sana ne kaliteli oyuncular kazandırır. Veya sende bir başka şampiyonluk sevinci yaşayan takım kaptanı Rumen Cernat. Al işte Balkanlardan sorumlu senin fahri futbol elçin. Afrika için Mısırlı Ayman veya Kweuke.. Sıralama böyle gider hepsi eski Rizespor lu ve Rize şehrini çok seviyor. Shelvey bile sana Ada futbolundan birçok oyuncu önerir! Bu eski oyuncuların Rizespor'a yarım gram hata yapma, indire Gandi yapma şansı yok. Ama kulüp olarak bir türlü bu basit transfer projesini bile hayata geçiremedik veya geçirilmek istenmedi. Malum birileri ekmeğinden mi olur! Onu ben bilemem ama yıllardır bildiğim tek şey bu kulüpte bu futbol aklı olduğu sürece değişen bir şey olmaz. Hatta bu sezon bu sıkıntı altında Başkanın üst düzey maddi manevi desteği altında kefeni yırtsak bile yeni sezonda değişen hiçbir şey olmaz. Buna adım gibi eminim. Kimse hayal kurmasın, yeni sezonda bu sezondan daha büyük sıkıntı yaşarız, bitime dört hafta kala bunu yazdım, geçen sezonda son Hatayspor maçı sonrası bu sezonu yazdığım gibi ...
Gaziantep FK maçına dönecek olursam dediğim gibi stres yüklü bir maçtı. Takımda kaliteli ayak veya saha içinde tecrübeli bir abi olmadığından bu tip maçlarda fişi erkenden çekemezsin. Burada en kötü senaryo kendi taraftarın önünde kalende gol görmek. O zaman iş çok ama çok zorlanır. Antep takımı topla fazla oynadı gözükse de net bir fırsatları maç boyunca olmadı. Karşılaşma maç boyunca Rizespor'un forveti le Antep'in Yunan kalecisi Dioudis arasında geçti. Yunan kaleci iyi bir maç çıkardı. Maçın son düzlüğünde İlhan Palut u kurtaran isim ise yedekten gelen Mithat Pala oldu. Çok eleştirdim ama bu maçta yüreğini ve aklını ortaya koydu. Savunmada Samet ve Alıkulov neredeyse kusursuz oynadılar. Ortada Dal döküldü, Zagiri bitiricilik konusunda her zaman ki gibi sınıfta kaldı, Jurecka mevkisinde olmadığından herkesim tarafından eleştiri alıyor ama işin aslı o değil arkadaşlar. Hoca bu oyuncuyu Akintola kötü olduğu için mecburi oynatıyor kanatta yer alan rakiplerle boğuşsun , onları yorsun diye. Olawoyin bir gol attı birde asist yaptı ama o eski İbrahim değil. Ali Sowe ise takımına can vermeye devam etti. Tebrikler takım iyi mücadele, akıllı oyun haklı bir üç puan. Bu galibiyete dünya üzerinde açık ara en çok sevinen kişi ise Başkan İbrahim Turgut olmuştur. Devre arası ayakta elinde tesbih ile okuduğu dualar kabul oldu başkanın. Ligin son dört haftası içinde İlhan Palut ve öğrencileri gerekeni yapın, bu taraftarı bu sezon çok ama çok üzdünüz ..

Önceki Haber 

Yorumlar

Yorum Yapın