PAMUK İPLİĞİ
Göztepe takımı küme düşmesi matematiksel olarak kesinleşmiş bir takım. Çaykur Rizespor’un ligde kalması ise “pamuk ipliğine bağlı “ Yani etkisi uzun sürmeyecek, İzmir’de dün akşam alınan üç puan sadece küme düşmeyi geciktirecek olan bir durum.
Yeşil – mavili takım büyük bir çöküntü yaşayan ve taraftarının maç boyu sırtını dönerek, protesto ettiği sarı – kırmızılı köklü takımına karşı gol oldu yağdı dersek yeridir. Kaleye bulduğu 7 şutu yedi gol ile hanesine yazdıran Çaykur Rizespor, böylece süper lig tarihinde en farklı dış saha galibiyetini aldı.
Bu maçla ilgili fazla bir şey yazacak durumda değiliz.
Aslında sezonun özeti Göztepe takımından yediğimiz ilk gol. Göztepeli oyuncu bizimkileri ipe dizdi, kaleci Gökhan çıkardı ama dönen topu tamamlayarak maçada 1 – 0 önde başladılar. Bu golde yapılan üst düzey bireysel hatalar dediğim gibi sezonun savunma anlamında sezonun özeti görüntüsünde.
Bu gole erken tepki veren ve özellikle Gedson Fernades in sazı eline alması ile bulduğunu atan ekibimiz böylece bu sezonun ilk deplasman galibiyetini farklı bir şekilde aldı ama neye yarar!.
Çaykur Rizespor dün akşam deplasmanda 7 gol attı, yedi değil 77 gol atsa boş..
Bu sezon başından beri kadro yapılanması, teknik adam tercihleri eleştiri oklarının hedefi Başkan ve yönetime çıkar. Bunun muhasebesini elbette sezon sonunda Başkan Tahir Kıran kendi içinde ve yönetim bazında yapar.
Başkan Kıran defalarca yazdım, çok ama çok iyi niyetli bir insan. Futbolcularının bir dediğini iki etmedi. O futbolcular maalesef bu sezon Rizespor’un tabiri caizse anasını belledi. Çok şımarık, bir o kadar da saha içinde yumuşak bir futbolcu grubumuz var. Bir şehrin kaderi ile oynadılar, kendileri üst düzey para kazandılar ama o aldıkları para bence ve milyonlarca Rizelinin haklı bedduası ile bir gün karşılarına çıkacak ve acı bir şekilde hayatlarında maddi, manevi geri ödeme yapacaklar.
Metin Kalkavan döneminde devre arasında Mustafa Denizli Rizespor’a imza atmıştı. Mustafa hocanın ilk yaptığı iş futbolcuları tesisten kovmak olmuştu. Tüm oyuncuları kiraya çıkarmıştı. Yani şehirle bütünleştirmişti. O topçu, kulübün kendisine tahsis ettiği eve giderken, mahalle bakkalına uğramak zorunda kalmıştı. Özetle yerli – yabancı oyuncu şehirle, taraftarla bütünleşmiş, eleştirmeye de, övgüye de sıcak temas kurmuştu. Gelinen noktada bu sezon bir oyuncu çarşıya çıkmayı bırakın Mehmet Cengiz tesislerinde 130 bin tl harcanarak futbolculara kuaför salonu yapıldı. Yani futbolcu berber için de çarşıya çıkmasına gerek yok, alo berber gel buraya saçıma fon çek, manitam bu akşam İzmir’den , İstanbul’dan geliyor !..
Bu kadar şehirle uzak, bir dediği iki edilmeyen ve maddi olarak şımaran oyuncu maç seçti. Kendini sıkmadı, tesiste bu kadar vakit geçiren futbolcu grubu ister istemez gıybetin dibine vurdu, kendi arasında gruplar oluştu, kankisini kesen hocaya karşı cephe aldı, kendi de formayı aldığında sahada gezdi, durdu, kırmızı yedi, bireysel hatanın kitabını yazdı, olan bize oldu..
Özetle bu sezon biz takım olamadık..
Bu sezon bizim takımda ekip ruhu oluşmadı..
Bu sezon bizim takımda görev yapan teknik adamlar takıma bir şey katamadı.
Antalyaspor futbolcusu Nuri Şahin ile, Kasımpaşa altyapı hocası Sami Uğurlu ile yaptığı çıkışı bizim takım üç deneyimli teknik adamla yapamadı.
Sezon başında bazı oyuncuların altığı yüksek ücret ile diğer oyuncuların aldığı düşük ücret arasında dengesizlik oluştu. Düşük ücret alan futbolcu haftalar geçtikten sonra astı, benden 2 – 3 kat fazla alan oyuncu oynasın dedi. Futbolunun son baharında anormal yüksek ücretle Rizespor’a gelen, kağıt üzerinde geçmişi yıldızlarla dolu oyuncu ise ya sakatlık sorunu yaşadı, ya da performans olarak diplerde yer aldı. Bir Alper Potuk bir sezonda sana bir maç almaz mı? Bir Gökhan Gönül? Bir Bolasie? Bir Boyd, Bir Boldrin ? Bir Umar ?..
Üst düzey hakem hataları, transferde yanlış tercihler, futbolcuların şımarıklığı derken Çaykur Rizespor adına bu sezon kara bir sayfa olarak tarihe geçecek. Elbette bu liginden ilk kez düşmeyeceğiz, son kez de olmayacak ama biz bir türlü ders almıyoruz.
Ders nedir?
Yılardan beri bu satırlardan yazarım. Benim yazmamla, eleştirmemle olacaksa zaten elli kez Avrupa kupalarına giderdik. Ama tekrar yazayım..
Bizim gibi ufak Anadolu kulüpleri önce kendine Avrupa’dan bir rol model takım bulmalı.
Örneğin 50 bin nüfuslu İspanyol Villarreal takımı. Bu mütevazi takım bu sezonda şampiyonlar ligi yarı final gördü. Bu başarı için kulüp neler yapıyor, gidip araştırmak lazım..
Diğer konu altyapı..
Yeni açılan altyapı tesislerimiz bizim adımıza birer verimli tarlaya dönüşmesi lazım. Çok ama çok geç kalmıştık, Onursal Başkanımız Hasan Kemal Yardımcı döneminde o temel atıldı, şimdileri inşallah fabrikaya döner. O Dönem o tesise yatırım yapan sayın Onursal Başkan Yardımcı’yı Rizeli şimdileri ne kadar teşekkür etse azdır..
Bir diğeri kalıcı gelir.
Çaykur Rizespor’un Rıza hoca döneminde Sarıyer ile oynadığı ve elendiği kupa maçının kadrosunu bilen bir Cumhurbaşkanımız var. Memleketinin takımını bu kadar çok yakından takip ediyor ve ilgileniyor. Onun sağlığında ve Başkanlığında bu takıma bir kalıcı gelir bırakamadıysak bize de yazıklar olsun. Her zaman taşıma suyla değirmen nereye kadar dönecek? . En kısa zamanda Rizespor kulübüne geliri Rizespor’a kalacak bir kalıcı gelir bu kulübe kazandırmak A.Ş yönetimin borcudur.
Ve en son ders niteliğinde konu ise transfer.
Çaykur Rizespor kulübü transferi yıllar boyu gelen teknik adam önderliğinde doğaçlama yapıyor.
Transferde mutlaka bir şeyci olmamız lazım. Bir Portekiz ekolü, bir İskandinav ekolü, bir G.Amerika veya balkan ekolünü yaratmamız lazım. Bu ülkelerden bazı takımlarla iş birliği içinde olmamız lazım. Bu takımın transferde bir futbol aklı olması lazım. Her sezon transferde son dakika transferleri ile çekirge bir sıçrar, iki sıçrar..
Geçmişi kirli transfer işleri ile karışık, ağzı iyi laf yapan teknik adamlar bu kulübün içine sokulmamalı. Onlar gidiyor, olan bize olmuyor. Hatır, gönül transferi ile değil, futbol aklı ile transferde yol haritasını belirleyelim.
Pamuk ipliği haftaya kopar. Önümüzde ki sezon bir alt ligde mücadele edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Mayıs’ta Rize için bölge için tarihi bir gün olan Rize – Artvin havalimanı açılışı için memleketinde olacak. O gün Rizespor içinde tarihi bir gün olacak. Reis, Başkan Kıran’a “ Bu takımı direk hak ettiği yere hemen bu sezon çıkar” dediği anda Başkan Tahir Kıran bırakmaz ve çok daha güçlü bir kadro ile yola koyular, veya Reis’in aklına başka bir isim varsa da o göreve gelir.
İster Başkan Tahir Kıran devam etsin, isterse Reis başka bir isime görev versin kim gelirse gelsin yapacağı ilk iş bu takıma en son şampiyonluk sevincini yaşatan Onursal Başkan Sayın Hasan Kemal Yardımcı ile görüşsün. Sayın Yardımcı bir alt ligde neler yaşadığını, neler yaptığını, o keskin virajlar hangi şartlar altında dönüldüğünü, o sezon nasıl hiç ara vermeden takımı tekrar süper lige çıkardığını en iyi o biliyor. Buda çok önemli bir ders ve o dersi mutlaka almaları gerekiyor.
Benim söyleyeceklerim bu kadar. Herkesin Ramazan Bayramını kutlarım. Sağlık, huzur, bereket dilerim.
Yorum Yapın