Futbol Kadın Gibidir!..
Bir tarafta devre arası transferleri ile takım olan Trabzonspor, diğer yandan sezonun son düzlüğüne girildiğinde hocası tarafından hala kadro arayışları içinde olan Rizespor..
Rize deplasmanına bir çuval eksikle gelen Bordo – Mavili takım haftalardır maç kazanma alışkanlığı özgüveni altında kaptanı Onur’un maç boyunca yaptığı kurtarışları ile Rize’den üç puanı alırken, bizi de kaderimizle baş başa bırakıyordu.
Kader derken, bu takımın kaderi aylar önce Başkan Kalkavan ve teknik direktör Karaman tarafından çizildi..
Bu kadar sert ve her geçen gün kalitesi artan bir ligde bu sezon bu kadar yumuşak bir o kadar kalitesiz topçuları bir araya toplamak her baba yiğidin harcı olmaması gerek.
Futbol bir nevi kadın gibidir, ilgilenirseniz sizi mutlu eder. Bu sezon bu kadroyu kuranlar, bu transferlerin altına imzayı atanlar Rizespor tarihinin sayfasında yerlerini alacaklar. Küme düşmek futbolda bir sonuçtur ve dünyanın sonuda değildir. Burada önemli olan bir takımın Şubat ayının başından itibaren “bağıra bağıra” ben düşüyorum demesi. Rizeliye acı veren budur. Bu ligden bir çok takımlar düştü. Balıkesir son haftaya kadar, Elazığ keza öyle, geçen sezon ekonomik sıkıntılar altında paf takımı ile mücadele eden Mersin takımı. Her maçta ölümüne mücadele ettiler ama olmadı. Ama bizim takım aylar önce “ben yokum” dedi.
Trabzonspor maçında kaçan gollere ve ortaya konulan hırslı futbola aldanmayın siz. Elde ki mevcut kadro sezon içinde bir veya iki kez bu futbolu ortaya koyar. O da rakibin eksikliği ve son bir atımlık barutunu harcama adına oldu. Senin elinde üst düzey gol vuruşu yapacak, orta sahan düz oyunculardan değil de, günümüz futbolunda final pasını verecek, akıllı bir beynin olsa bu maçta bile skoru çok rahat alırdın. Yok işte, bu kadro bu kilosu ile Kweuke ile, gol vuruşu noktasında yeteneksizliği ile Edomwonyi ile, her topu aldığında rakibinin belinden su almak isteyen Oğulcan ile, ayak parmakları üzerine basan Janstcher ile, ilk devre geri pasını eliyle tutan, ikinci devre kritik pozisyonları ayakları ile başarılı bir şekilde çıkartan kalecisi Gökhan’ı ile, beş sezondur orta yapmasını bile öğrenemeyen Orhan’ı ile, bu maçta hocası tarafından ilk kez 11’de sahaya sürülen ve şimdiye kadar neden oynatmadın eleştirisini alan Matic Fink’i ile, sezon öncesi Ümraniyespor tarafından beğenilmeyen ama birileri tarafından Rizespor’a gönderilen Yakoubi’si ile, Kasap önlüğü gibi dizlerinden aşağıya sarkan şortu ile maça çıkan Nosa’sı ile, hiçbir yaratıcılığı olmayan Petrucci ve el freni Robin’i ile, gelişiminden çok saç ve dövmelerine önem veren İsmael’i ile, iki sezondur oynadığı maçlarda takoz bir görüntü veren Tuszynskı’si ile, adeta ödül gibi kadro dışı kalan Mehmet ve Ahmet İlhan’ı ile bu takımdan bu ligde fazla bir şey beklemek öteki takımlara ayıp olur.
Bu takımın taraftarına, yönetim ve teknik kadro olarak bir özür borçlusunuz... Rizeli ligdeki sonunculuğa bakmadan, haftalardır maç kazanamayan ve Trabzonspor maçında da yenilen bir takımını maç sonu iştahlı bir futbol ortaya koyduğu için ayakta alkışladı. Demek ki neymiş;” Rizeli taraftar futboldan anlıyormuş, düşünün bir daha bu takım yumuşak değil de taş gibi bir takım olsa, bu taraftar neler yapmaz. O stat her maçta dolmaz mı?, Bu takımın peşine o taraftar fizan’a gitmez mi? Neymiş efendim, mali disiplin… Geç onu, mali disiplinin en önemli parçası sportif başarıdır. Sportif başarı da kaliteli topçudan geçer, bu tip aynı tornadan çıkan vasıfsız, bir alt ligde bile bu kadronun kümede kalma mücadelesi vereceği kadro ile olmaz bu işler.
Neticede futbol kadın gibidir demiştim. Büyük patron fazla ilgilenemedi ve kuş uçtu, saha içinde ki patron ise kuşu fazla sıktı ve o kuş boğuldu!..
Yorum Yapın