Şapka için bombalanan şehir: Rize

25 Kasım 1925 tarihinde çıkarılan Şapka Kanunu'na muhalefet ettiklerinden 14 Aralık 1925’te idam edilen Rizeli 8 kişi için, 91 yıl sonra idam edildikleri tarihte Rize’de anma programı düzenlenecek.

 

 

25 Kasım 1925 tarihinde çıkarılan Şapka Kanunu'nun ardından bu kanun çeşitli illerde protesto edilmiş, Rize'deki olayları bastırmak için ise Hamidiye Zırhlısı Rize'yi top atışlarına tutmuştur. 12 Aralık'ta istiklal mahkemelerince yargılanan 143 kişinin 8'i hakkında 13 Aralık'ta idam kararı alınmış, 14 Aralık'ta ise idam edilmişlerdi. Rize’de 8 kişinin idam edildiği 14 Aralık 1925’in 91.Yıldönümünde "Potomya Şehitlerini Anıyor" vefa programı altında anma programı ve konferans şeklinde 2 ayrı program düzenlenecek.

İlk program, Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu tarafından 13 Aralık Salı günü Saat: 15.00’da Güneysu Kaptan Ahmet Erdoğan Anadolu İmamhatip Lisesi Konferans Salonunda düzenlenecek. Bahadıroğlu, burada “Tarihimizi Bilmezsek Geleceğimizi İnşa Edemeyiz” konulu konferans verecek.

 

 

İkinci program ise idamın gerçekleştiği 14 Aralık’ın 91. Yıldönümünde 14 Aralık Çarşamba günü yapılacak. İlk olarak saat 10.00’da düzenlenecek programda şehitlerin mezarı başında anma programı düzenlenecek, ardından saat: 11.00’de ise Güneysu Güneli Köyü Camii’nde Kur’an-ı Kerim ziyafeti ve Hatim Duası yapılacak.

1925’TE NELER YAŞANMIŞTI?

Şapka yüzünden Rize'de idamlar bugün yapıldı!

TİMETÜRK / Nevzat Çiçek 12.12.2012

25 Kasım 1925 tarihinde çıkarılan Şapka Kanunu'nun ardından bu kanun çeşitli illerde protesto edilmiş, Rize'deki olayları bastırmak için ise Hamidiye Zırhlısı Rize'yi top atışlarına tutmuştur. 12 Aralık'ta istiklal mahkemelerince yargılanan 143 kişinin 8'i hakkında 13 Aralık'ta idam kararı alınmış, 14 Aralık'ta ise idam edilmişlerdir.

Atatürk, 23 – 31 Ağustos 1925 tarihleri arasında Kastamonu ziyareti yapar…Panama Şapkası’nı ilk kez bu ziyareti esnasında giyer…Ve “bu serpuşun adına şapka denir” sözü 27 Ağustos 1925 tarihinde İnebolu Türk Ocağı binasındaki hitabetinde söylenir…

Tarihler 23 Eylül 1925’ i gösterdiğinde, Açıksöz gazetesinin ilk sayfasının sol üst kısmında “Bilumum Meclis Azaları Şapka Giymek Mecburiyetindedirler” başlıklı bir haber yayınlanır.Bu haberden anlaşıldığına göre; TBMM üyeleri, meclis üyeleri ve devlet memuru olanların hepsi de Şapka giymek mecburiyetindedir. Ve iki ay kadar sonrasında 25.11.1925 tarihinde 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında kanun yürürlüğe girer.Bu kanuna göre; bütün TBMM üyeleri, meclis üyeleri ve memurlar Şapka giymek mecburiyetinde olduğu gibi, sivil vatandaşın da Şapka dışındaki bir kisveye yönelmesini hükümet men eder!

Bu kanuna muhalefet edenin suçu nedir: “Hükümetin tespit eylediği kıyafetin gayri kıyafet iksa edenler (giyenler) üç aydan bir yıla kadar hapis edilirler.” Şapka Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin ardından Devlet memurlarına şapka alabilmeleri için “Şapka Avansı” verildi!

80 lira Şapka Avansı verildiği günlerde bir ekmeğin fiyatı 5 kuruş idi! Yani 1600 ekmek parası ile bir şapka alınıyordu! Haliyle devlet memurlarının bir çırpıda şapka alabilmeleri mümkün değildi! Çünkü şapka bir aylık maaşlarını yutuyordu! Bu yüzden memurlara Şapka Avansı verilmesi uygun görülmüş ve taksitle bu avansları ödemesi kolaylığı getirilmişti!

Şapka Kanunu halk tarafından kolaylıkla kabullenilmedi. Ülkenin değişik yörelerinde “Şapka giymek istemiyoruz!” protestoları (isyan demiyorum, protesto diyorum!) baş gösterdi…Rize’de Hamidiye zırhlısı şehri topa tuttu…Erzurum’da erkeklerin giymek zorunda oldukları şapkaya muhalefetten bir kadın(!) idam edildi…Şapka İktisası Hakkındaki Kanun’a muhalefetten binlerce vatandaş ağır hapse mahkum edilirken resmi tarihe göre 80’ e yakın, gayri resmi tarihe göre binlerce insan idam edildi. Kanunen Şapka İktisası Kanununa aykırı hareketin cezası üç ay ile bir yıl arası hapis cezasıydı! Ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanun halen yürürlükte olan bir kanundur!

ŞAPKA KANUNUNA DİRENİŞLER BAŞLADI

Şapka Kanunu'nun çıkmasıyla birlikte Erzurum, Rize, Sivas, Maraş, Giresun, Kırşehir, Kayseri, Tokat, Amasya, Samsun, Trabzon ve Gümüşhane'de sert direnişler yaşandı. Hepsi çok şiddetli, hatta vahim bir şekilde bastırıldı. Halbuki, şapka devrimine direnmenin cezası, kanuna göre, üç aya kadar hafif hapisti. Ama o dönemde şapka, İstiklal Mahkemeleri'nin en önemli maddesi haline getirildi. Ve şapkaya direndikleri gerekçesiyle, başta İskilipli Atıf Hoca olmak üzere, Rize'de 8, Maraş'ta 7, Erzurum'da 4, Sivas'ta 3, İskilip'te 2, Menemen'de 28 ve diğer yerlerle birlikte toplam 78 kişi idam edildi.

Sivas, Erzurum ve Maraş’taki başkaldırıların aksine Rize’de çıkan protesto, etkisi bakımından diğerlerinden farklılık arz etmektedir. İsyan sonucunda kurulan İstiklal mahkemelerinde 143 kişi yargılanmıştır ve sanıklardan on dördü 15, yirmi ikisi 10, on dokuzu 5 yıla mahkum edilmiştir, 8 kişi ise idam cezasına çarptırılarak idam edilmiştir.

RİZE'DEKİ PROTESTOLAR GÜNEYSU'DA BAŞLADI

Rizeli, sekiz alim ve Müslüman şapka giymedikleri, dindarlara zulmü kınayıp, hükümete ”Sarığımıza, sakalımıza ve cübbemize dokunulmasın şapka giyenler giysin, ama giymeyenler hapse atılmasın” diyerek, jandarma karakoluna yürümüşler ve halk da onlara katılmıştır. Bu olay büyüyünce Rize isyanı kabul edilmiş ve Hamidiye zırhlısı Rize’yi top atışlarıyla tehdit etmiştir. Bundan dolayı Rizeliler “ATMA HAMİDİYE DİN KARDEŞİYİZ.”demişlerdir.

Güneysu (eski adıyla Potomya/ Başbakan Tayyip Erdoğan’ın memleketi) Rize’den 13 kilometre uzakta bulunan bir nahiye. 1925 yılında Güneysu’da başlayan isyanın haberini alan zamanın Rize Valisi Mehmet Hurşit Bey derhal durumu telgrafla Ankara’ya bildirir.Valinin çektiği telgrafın ardından, Hamidiye kruvazörü Rize açıklarına gelip dağları topa tutar. Bazı anlatımlara göre şehir de bombalanır ve ağır zayiat görür. Olayın ilginç yanı ise Hamidiye kruvazörü dağları topa tuttuğu zaman, Rize’de devam etmekte olan bir isyan yoktur. Güneysu’dan şehir merkezine yürüyen insanların da çoğu kendi teslim olur. Teslim olanlar hiç vakit kaybedilmeden İstiklal Mahkemeleri’ne çıkartılır ve Takrir-i Sükun Kanunu doğrultusunca yargılanır. Yargılama sonucunda sekiz idam kararı çıkar, suçsuz onlarca insan da Sinop ve Adana’daki cezaevlerine gönderilir. 

30 Aralık 1925 tarihli cumhuriyet gazetesi idam edilen 8 kişinin resimleri ile birlikte haberi şu şekilde yayınlar: “Rize’den matbaamıza yazılıyor: Köy İmamlarının ve bazı mürtecilerin teşviki ile 25-26 teşrinisinde başlayan isyan, Cumhuriyetin azm ve savleti neticesinde süratle bastırıldı.”

 

 

PEKİ GERÇEKTEN OLAYLAR NASIL BAŞLADI

15 Aralık 1925 günü “Biz zorla şapka giymek istemiyoruz, sarığımız bize yeter!” diyerek Ulu Cami önünde toplanan halkın üzerine jandarmalar ateş açıyorlar. Uyarıya rağmen dağılmayan kalabalığın üzerine gelişi güzel ateş sonucu 17 kişi ölüyor. Bağıran-inleyen yaralılara kimse dokunamıyor. 143 kişi tutuklanıyor.

Olaylar üzerine düşman üzerine sefere çıkarcasına dönemin en büyük harp gemisi olan Hamidiye Kruvazörü Rize sahillerine gelip demir attı. Birinci Dünya savaşında İngilizlerin dövemediği Karadeniz sahillerini, millete zorla şapka giydirmek için Hamidiye zırhlısı gümbür gümbür bombalamaya başladı. Hamidiye zırhlısı, sivil halkın ve yerleşim alanlarının çok olduğu ve Ulu Caminin bulunduğu Bataniye yamaçlarını dövüyordu. Halk korkutulup sindirilmek isteniyordu.

İSTİKLAL MAHKEMESİ HEMEN ASIYORDU

Rize Ulu Cami imamı Şaban Hoca, namazdan sonra etrafında toplanan kalabalığa ;“Biz hükümetten akaid-i diniyye’ye hizmetkarlık ve bağlılık isteriz. İnanmayan inanmasın, fakat insanlara zulüm edilmesin. Tek isteğimiz sarığımıza, sakalımıza ve cübbemize dokunulmasın. Şapkayı giyenler giysin ama giymeyenler hapse atılmasın!”
Bu heyecanlı konuşmadan sonra coşan kalabalık köylülerle birlikte hükümet konağına doğru yürüyüşe geçmişler.
Yarı resmi Hakimiyet-i Milliye gazetesi bir gün sonra yazıyor; “Rizenin Bataniye bölgesinde Ulu Cami imamı Şaban Hoca halka karşı konuşurken; “Hükümette din düşmanlığı baş göstermiştir. Memlekette herkes şapka giymeye zorlanıyor. Giymeyenler hapisten idama kadar cezalara çarpılıyor. Buna karşı duyarsız kalmak dinimizde günahtır. Ayaklanma vacip olmuştur!

Biz herkes dinimize girsin demiyoruz. Biz hükümetten sadece dinimize saygı ve bağlılık istiyoruz. Müslümanlara ve İslam’a zulmedilmesine müsaade etmeyeceğiz!” Deyince halk toplu yürüyüşe geçiyor.

Hakimiyet-i Milliye gazetesinin yazdıklarına göre, isyancılar Hükümet Konağını ele geçiriyorlar. Ankara hükümeti Rize üzerine büyük bir askeri kuvvet gönderiyor. Rivayete göre üç gün süren halk ile asker arasındaki çatışmalarda yüzlerce köylü hayatını kaybediyor. Bölgenin imdadına hemen gezici-seyyar istiklal mahkemesi yetişiyor.

Yargılama göstermeliktir ve son tiyatro sahnesidir. Bir gün süren tek celsede, hakim koltuğunda oturan ve hiçbiri hukuk adamı olmayan milletvekilleri tarafından temyizi, itirazı ve avukatı olmayan mahkeme değiştirilemez kararını veriyor. Karara göre ”Bu isyancılar İslam Devleti istiyorlar. Hilafet istiyorlar ve kendi şer düşüncelerine halkı da alet ediyorlar.

Sadece bir gün içinde bu 143 kişinin yargılama işlemi bitirildi. On dört kişi 15’er yıla, yirmi iki kişi onar yıla, on dokuz kişi de beşer yıl kalebend denilen ağır hapis cezasına çarptırıldı. Geriye kalanlar ise dayak ve para ödeme gibi hafif ceza alıyorlar.İstiklal Mahkemesinin hızla verdiği kararla sekiz kişi hemen Ulu cami önünde kurulan darağacında idam edildi.

Asılan sekiz kişi Ulu Cami imamı Hafız Şaban Efendi, Muhtar Yakup Çavuş, İslahiye imamı Hasan Efendi, Belediye bekçisi Kadir Ağa. Rize asliye mahkemesi Başkatibi Hafız Osman Efendi ve kardeşi avukat Hulusi beyler, merkez cami imamı Hafız Kamil, Peçelioğullarından Mehmet ve Ahmet Çavuş kardeşler, Kamburoğlu Hafız Mehmet ve Nakşi Şeyhlerinden Numan Sabit Efendi’dir.

ŞAPKA DİRENİŞİ NASIL SONA ERDİRİLDİ

Haklarında idam kararı verilen sekiz müstakbel şehit karanlık bir hapishane odasına tıkılır. Sabit Hoca gece yarısı-Nısfılleyl bütün arkadaşlarını uyandırır. “Kalkın arkadaşlar, abdest alın namaza duralım. Bir-kaç saat sonra Rabbimize kavuşacağız!”

Az sonra Allaha kavuşacaklarını bilenlerin bir müjde saadeti içinde namazlarını kılıyorlar. Saatler sonra sehpadan indirilen şehitlerin cenazeleri ailelerine verilmiyor. Rastgele açılan çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar. Yakınları tarafından cesetler çalınmasın diye de başlarına süngülü nöbetçiler dikiliyor.Rica-minnet aylarca sürüyor. Ancak üç ay sonra ve fakat gece çıkartılıp köylerine götürülmek şartıyla cesetleri ailelerine teslim etmeye izin veriyorlar.

Çürümeyen cesetler evlatları tarafından gömülü oldukları kumluktan çıkarılıyor. Kilimler sarıyor ve sırıklara takıp omuzlarına alıyorlar ve köylerine çıkarıyorlar. Üç ay geciken cenaze namazlarını kılıp hüzünle köy mezarlığına defnediyorlar.

Hakimiyet-i Milliye gazetesi Rize olaylarıyla ilgili son haberlerinde de asılan şehitler için kin ve nefretini aşığa vuruyordu; “Rize’deki mürteciler de ceza-yı Sezalarını buldular.” diyordu

ATMA HAMİDİYE ATMA DİN KARDEŞİYİZ

“Atma Hamidiye atma atma 
Din kardeşiyiz bizi yakma 
Atma hamidiye atma atma 
Taktılar serpuşi kafamıza 

Atma Hamidiye atma atma 
VERGİMİ VERECEĞUM BİZİ YAKMA
Atma Hamidiye atma atma 
SÜRGÜN ETMA bizi yakma “

Şapka için bombalanan şehir: Rize

16 Şubat 2012-MİLAT-Mehmet SILAY

-Şapka Kanunu'na en büyük tepki verilen bölgelerden Biri de Karadeniz'di.

-Birinci Dünya savaşında İngilizlerin dövemediği Karadeniz sahillerini, millete zorla şapka giydirmek için Hamidiye zırhlısı gümbür gümbür bombalamaya başladı.

Şapka giymek istemedikleri için üzerlerine ateş açılan Rizeliler isyan ettikleri gerekçesiyle, Hamidiye Kruvazörü'nden atılan bombaların hedefi oldu.Rize'şapka takmadıkları için 8 kişi idam edildi.

Haklarında idam kararı verilen sekiz müstakbel şehit karanlık bir hapishane odasına tıkılır. Sabit Hoca gece yarısı-Nısfılleyl bütün arkadaşlarını uyandırır. “Kalkın arkadaşlar, abdest alın namaza duralım. Bir-kaç saat sonra Rabbimize kavuşacağız!”

Az sonra Allaha kavuşacaklarını bilenlerin bir müjde saadeti içinde namazlarını kılıyorlar.

Saatler sonra sehpadan indirilen şehitlerin cenazeleri ailelerine verilmiyor. Rastgele açılan çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar. Yakınları tarafından cesetler çalınmasın diye de başlarına süngülü nöbetçiler dikiliyor.

Rica-minnet aylarca sürüyor. Ancak üç ay sonra ve fakat gece çıkartılıp köylerine götürülmek şartıyla cesetleri ailelerine teslim etmeye izin veriyorlar.

Çürümeyen cesetler evlatları tarafından gömülü oldukları kumluktan çıkarılıyor. Kilimler sarıyor ve sırıklara takıp omuzlarına alıyorlar ve köylerine çıkarıyorlar. Üç ay geciken cenaze namazlarını kılıp hüzünle köy mezarlığına defnediyorlar.

Hakimiyet-i Milliye gazetesi Rize olaylarıyla ilgili son haberlerinde de asılan şehitler için kin ve nefretini aşığa vuruyordu; “Rize’deki mürteciler de ceza-yı Sezalarını buldular.

Karadeniz bölgesinin hemen her şehrinde aynı hassasiyet görülüyor.15 Aralık 1925 günü “Biz zorla şapka giymek istemiyoruz, sarığımız bize yeter!” diyerek Ulu Cami önünde toplanan halkın üzerine jandarmalar ateş açıyorlar. Uyarıya rağmen dağılmayan kalabalığın üzerine gelişi güzel ateş sonucu 17 kişi ölüyor. Bağıran-inleyen yaralılara kimse dokunamıyor. 143 kişi tutuklanıyor.

Olaylar üzerine düşman üzerine sefere çıkarcasına dönemin en büyük harp gemisi olan Hamidiye Kruvazörü Rize sahillerine gelip demir attı. Birinci Dünya savaşında İngilizlerin dövemediği Karadeniz sahillerini, millete zorla şapka giydirmek için Hamidiye zırhlısı gümbür gümbür bombalamaya başladı. Hamidiye zırhlısı, sivil halkın ve yerleşim alanlarının çok olduğu ve Ulu Caminin bulunduğu Bataniye yamaçlarını dövüyordu. Halk korkutulup sindirilmek isteniyordu.

Yıllar sonra bu bombardıman hadisesi türkülere konu olacaktır.

“Atma Hamidiye atma din kardeşiyiz.

Ula şapka da giyeceğiz vergi de vereceğiz!”

Sadece bir gün içinde bu 143 kişinin yargılama işlemi bitirildi. On dört kişi 15’er yıla, yirmi iki kişi onar yıla, on dokuz kişi de beşer yıl kalebend denilen ağır hapis cezasına çarptırıldı. Geriye kalanlar ise dayak ve para ödeme gibi hafif ceza alıyorlar.

İstiklal Mahkemesinin hızla verdiği kararla sekiz kişi hemen Ulu cami önünde kurulan darağacında idam edildi.

Asılan sekiz kişi Ulu Cami imamı Hafız Şaban Efendi, Muhtar Yakup Çavuş, İslahiye imamı Hasan Efendi, Belediye bekçisi Kadir Ağa. Rize asliye mahkemesi Başkatibi Hafız Osman Efendi ve kardeşi avukat Hulusi beyler, merkez cami imamı Hafız Kamil, Peçelioğullarından Mehmet ve Ahmet Çavuş kardeşler, Kamburoğlu Hafız Mehmet ve Nakşi Şeyhlerinden Numan Sabit Efendi’dir.

Şapka direnişi nasıl sona erdi?

Rize Ulu Cami imamı Şaban Hoca, namazdan sonra etrafında toplanan kalabalığa ;“Biz hükümetten akaid-i diniyye’ye hizmetkarlık ve bağlılık isteriz. İnanmayan inanmasın, fakat insanlara zulüm edilmesin. Tek isteğimiz sarığımıza, sakalımıza ve cübbemize dokunulmasın. Şapkayı giyenler giysin ama giymeyenler hapse atılmasın!”
Bu heyecanlı konuşmadan sonra coşan kalabalık köylülerle birlikte hükümet konağına doğru yürüyüşe geçmişler.

Yarı resmi Hakimiyet-i Milliye gazetesi bir gün sonra yazıyor; “Rizenin Bataniye bölgesinde Ulu Cami imamı Şaban Hoca halka karşı konuşurken; “Hükümette din düşmanlığı baş göstermiştir. Memlekette herkes şapka giymeye zorlanıyor. Giymeyenler hapisten idama kadar cezalara çarpılıyor. Buna karşı duyarsız kalmak dinimizde günahtır. Ayaklanma vacip olmuştur!

Biz herkes dinimize girsin demiyoruz. Biz hükümetten sadece dinimize saygı ve bağlılık istiyoruz. Müslümanlara ve İslam’a zulmedilmesine müsaade etmeyeceğiz!” Deyince halk toplu yürüyüşe geçiyor.

Hakimiyet-i Milliye gazetesinin yazdıklarına göre, isyancılar Hükümet Konağını ele geçiriyorlar. Ankara hükümeti Rize üzerine büyük bir askeri kuvvet gönderiyor. Rivayete göre üç gün süren halk ile asker arasındaki çatışmalarda yüzlerce köylü hayatını kaybediyor. Bölgenin imdadına hemen gezici-seyyar istiklal mahkemesi yetişiyor.

Yargılama göstermeliktir ve son tiyatro sahnesidir. Bir gün süren tek celsede, hakim koltuğunda oturan ve hiçbiri hukuk adamı olmayan milletvekilleri tarafından temyizi, itirazı ve avukatı olmayan mahkeme değiştirilemez kararını veriyor. Karara göre ”Bu isyancılar İslam Devleti istiyorlar. Hilafet istiyorlar ve kendi şer düşüncelerine halkı da alet ediyorlar.

Haklarında idam kararı verilen sekiz müstakbel şehit karanlık bir hapishane odasına tıkılır. Sabit Hoca gece yarısı-Nısfılleyl bütün arkadaşlarını uyandırır. “Kalkın arkadaşlar, abdest alın namaza duralım. Bir-kaç saat sonra Rabbimize kavuşacağız!”

Az sonra Allaha kavuşacaklarını bilenlerin bir müjde saadeti içinde namazlarını kılıyorlar. Saatler sonra sehpadan indirilen şehitlerin cenazeleri ailelerine verilmiyor. Rastgele açılan çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar. Yakınları tarafından cesetler çalınmasın diye de başlarına süngülü nöbetçiler dikiliyor.

Rica-minnet aylarca sürüyor. Ancak üç ay sonra ve fakat gece çıkartılıp köylerine götürülmek şartıyla cesetleri ailelerine teslim etmeye izin veriyorlar.

Çürümeyen cesetler evlatları tarafından gömülü oldukları kumluktan çıkarılıyor. Kilimler sarıyor ve sırıklara takıp omuzlarına alıyorlar ve köylerine çıkarıyorlar. Üç ay geciken cenaze namazlarını kılıp hüzünle köy mezarlığına defnediyorlar.

Hakimiyet-i Milliye gazetesi Rize olaylarıyla ilgili son haberlerinde de asılan şehitler için kin ve nefretini aşığa vuruyordu; “Rize’deki mürteciler de ceza-yı Sezalarını buldular.


Önceki Haber 
Sonraki Haber

Yorumlar

  1. 5 5
    {usertitle}

    1000kartal

     8 Aralık 2016 23:39
         

    bu duyarliligi gösterenlerden ALLAH razi olsun,dedelerimizin neden ve ne icin asildigini bu vatan evlatlari iyi ögrensin ve dedelerimizin asla ve asla bir hain veya bir idama hak edilenlerden degildi bunu yillarca gizleyip ve yanlis aksettirildi  .SORUYORUM  NÜFÜS BAKIMINDAN  YEMEN DE;SARIKAMISTA;C:KALE DE EN FAZLA SEHITI VEREN RIZEM  NE ICIN SEHIT OLMAGI GÖZE ALMISTIR ;DINI NAMUSU AHLAKI VE VATANI ICIN;PEKI DÜSMANI YENEN  O 14 lük 18 lik fidan gibi dedelerimiz savasi kazandi ve kendi gemisiyle kendi insani tarafindan  yendigi düsmanin  sapkasi  icin asilan dedelerimizin  devlet tarafindan iadeyi itibarlari geri verilsin ,KIMLER YÜCE KIMLER GÜCE ANLASIN ARTIK TÜM RIZELIM VE TÜRK MILLETIM KIM HAIN KIM HAKLI GÖRMELI;RUHUNUZ SAD OLSUN SEHIT DEDELERIM VE KABIRLARI ATES OLSUN SIZE BU ZÜLÜMÜ GÖRENLER

  2. 3 5
    {usertitle}

    kahpe hamidiye

     9 Aralık 2016 10:23
         

    BU NASIL BIR INKILAB KI KIM ALLAH DEDIYSE YA SÜRGÜN YA IDAM  YA DA ZINDAN EDILMIS:PEKI BU INSANLAR C:KALE DE BU SAPKALILARLAN SAVAS YAPMADIMI YAPTI PEKI O DÜSMANIN SAPKASI ICIN KOSKOCA BIR VILAYET BOMBALAMA NE DEMEK IDAMLAR NE DEMEK  :SORUYORUM PEKI ONLARIN BIR SAPKASI ICIN KENDI VILAYETINI BOMBALATACAK KADAR DÜSMANDAN YANA OLAN SIZ  NASIL BENIM ATAM OLURSUNUZ  SIZ OLSA OLSA INGILIZ DÜSMANININ ATASI OLURSUNUZ CÜNKÜ ONUN BIR KAHPE SAPKASI ICIN VILAYET BOMBALATACAK KADAR DÜSMANDAN OLMUSSUNUZ:ARTIK BU DEVIRDE KORUMA KANUNLARIYLA KIMSEYI KORUYAMASSINIZ GERCEKLER ORTAYA CIKMAYA BASLADI SÜKÜRLER OLSUN:DÜNYADA IKI DEVLET KALDI MEZARDAN YÖNETILEN ÜLKE BIRI BIZ ÖTEKI KOMINIST KORE  BU DEVRAN BÖYLE GELMIS EVVEL ALLAH BÖYLE GITMEYECEK

  3. 8 9
    {usertitle}

    doğan

     9 Aralık 2016 12:02
         

    bu haber tamamaen uydurma  ve yalanlarla  doludur olayı carpitiliyor ve bunu  böyle  yapmanın amacı bence atatürke bağlamakç o tairhlerde olaylar oldu ama bu tamamaen devlete karşı ayaklanma yapanlar  yargılandı ve asılanda  oldu  nasılki bügünde  devlete  karşı cıkanlar  haklı olarak öldürülüyor o günde  aynısı yapıldı.birde eşkıyalık  cok vardı o tarıohde asılan eşkıyalar oldu. bazı ayleler hırsızlıktan asılan yakınları ıcıcn utaclarından böyle dediodular üretti.şapka  takmadı diye asılan yok  devlete  karşı bazı insanalrın kışkırtması var olay bu.hamidiye  gemisi  bonbaladı olayı yalandır .bir  bonba  izimi var bir yerde hamidiye   gemisi cümhuriyetin kuruluşu amacıyla  bir gezi düzenledi ve ici boş top attı hatta eskiler  anlatır üstüpi atatyı diye lafini ederdiler.yanı ramazannda kaleden atılan top  gibi. bazi insanlar bir şeylerin peşinde yalan dedikodo iftira her zaman  ürettikleri   gibi yıne   sahnede  bu yakışmaz ne  bir   müslümana  nede  ınsanlığa  .bili,yorum  bu site  bunu yayınlamayacak adım  gibi eminim bekleyıp  göreceğiz

     

  4. 12 6
     9 Aralık 2016 15:13
         

    hala bazi akil evveller yalan haber diye gevelemeye devam ediyorlar adam ozamanin gazetesini yani cumhuriyet ALLAH siz kemalistlerin tapindiklari gazetede mi yalan .m.kemal in iskilipli atif efendiyi ne icin idam ettirdigi demi yalan  .kemalistler bu iste cünkü ona tapiniyorlar nasilki fetöya tapiyorlar olay bu.peki soruyorum akil evvellere bu haber yalanda sapka kanunu da yalanmi  .neden sapka c.kale sapka ile gelenlerin bizi yok etmek icin düsmanin sapkasi icin neden sapka kanunu cikiyor .LÜTFEN M:KEMAL IN KENDI SESIYLE  ISLAM HAKKINDA SEVGILI PEYGAMBERIMIZE NASIL ALCAKCA SALDIRDIGINA KULAKLARINIZLA DUYARAK KARAR VERINIZ:EGERKI KALBINDA BIR GRAM IMAN VE HAYSIYET VARSA KIMSE KIMSENIN DÜSMANI DEGIL BEYLER :AMA ISLAMA ;KURANA ;PEYGAMBERE SALYASINI AKITANLAR BABAM OLSA O BENIM DÜSMANIMDIR

  5. 7 7
    {usertitle}

    doğan

     9 Aralık 2016 16:11
         

    biz ne  diyoruz asılan oldu bu doğru gazteler yazmış evet yazdı asıldı.asılanlar eşkıya ve devlete ayaklanandır.haklı olarak asıldı .bügün nasıl öldürülüyosa o günde aynıdır.olay bu.atatürk ıslama  hizmet etmiş bir ınbsandır atatürkü peygamere karşı göstermek ihanettir.hesabını allaha veriri bunu diyen.bügünün insanları  türist olarak gittiği küdüste atatürk 3 sene savaşarak hizmet etti.dahah niceleri. ama nankör cahil bir düşünceyle yalan dolanlarla ıftıra atmak  bir  müslümana yakışmaz.ALLAH MEKANINI CENNET ETSİN  CENNET MEKAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

  6. 6 5
    {usertitle}

    mapavrili

     10 Aralık 2016 09:54
         

    kardesim neden sapka devrimi yapildi bu vatanda onun cevabi ni veren varmi ,asilanlari eskiya diyerek iftira etmek cok büyük iftira .zamanin gazeteleri sapka kanunu na karsi gelenler asildi ve hamidiye tarafindan bomba atildi ,yaziyo  neyi gizlemeye calisiyorsunuz ayip cok ayip



    seytanda yerin gök un en büyük meligiydi,filmin sonuna bakacagin.kemalist yazar afet inan in hatiralarina bakip m.kemalin el yazmalariyla ve video siyla kendi orijinal sesiyle yazilariyla, islam hakkindaki hakaretlerine bakip isteyen istedigi gibi düsünebilir,hatta son bir sene evvel haber türk te murat bardakcinin programinda m.kemalin deiz  oldugunu kanitliyor.isteyen googlede bakabilir

  7. 2 1
    {usertitle}

    üst akıl

     22 Mart 2024 21:03
         

    HURAFELER VE YALANLAR.

    Ankara İstiklâl Mahkemesinin Rize Duruşmaları adlı kitabı okuyarak mahkeme kayıtlarıyla birlikte gerçekleri sadece gerçekleri öğrenebilirsiniz. 

    bu gün pkk nın dersimi savunmasını

    şeriatçi vatan hainlerinin kubilay öğretmenin kafasını kesmesini savunmaları

    ruslardan şeref madalyası alan şeyh sait 

    ingilizlerden emir alıp halkı galeyana getiren seyit rıza

    ... ve nice vatan hainleri gibi 

    sizde vatan hainleriniz savunuyorsunuz

    ve bu iddaaları ortaya atanların nerelerde ne durumlarda basılıp yakalandıkları

    hatta bu gün yaşayan oğullarının bile nasıl bir ırz düşmanı olduğu kamuoyundan gizlenmemiştir.

    cumhuriyete sahip çıkın

    okuyun

    cehaletten kurtulun

  8. 1 3
    {usertitle}

    turgut çaylak

     23 Mart 2024 15:56
         

    iskilipli  yetmedi   şimdide  potomya  zirvalaması  dersim  yetmedi   feto  yetmedi   lazcılık  yetme di   Rize recep  tayp  Üniversitesi  tarıh  fakültesi  dejanını  göreve  çağırıyorum  belgeleri  ile  bu  konuyu  rizelilere  anlatmazsalar   şeref  yosksunudurlar  ve  bu  millete  ihanet  içindedirler   yoksa  öğrencilerine  tarıh  diye  dede  korkut  masalı  mı  nalatıyorlar.   potomya nın  tarıhını   eğer  bu   ünvanlarının  başına  prof  yazan  bu  tarıhçiler  türk  mılletine  anlatsınlar  toplumda  aydınlansın    bu  cumhurriyet  bu  kadar  ucz  değil   yetyer  artık   yalan  dolan  filim  seneryo  nereye  kadar  bu  kadar ahde  vefadan  yoksun  bir  millet  ayakta  kalabilir  mi  yazıklar  olsun  

  9. 0 3
    {usertitle}

    Melih Akşimşek

     20 Ekim 2024 13:47
         

    Müslüman dediğin yalan konuşmaz!! Müslüman dediğin iftiralar atmaz!!

    Müslüman söylenen yazılan yalana da ortak olmaz.

    Bu kadar yalan ile de bu yazı sizlerin müslüman olmadığının kanıtıdır.

    Takriben 150 silahlı kişi, karakol basıyor Askerleri rehin alıp hapsediyor, sonra kalkıp Rize'ye yürüyor. Rize valisi Ankara'ya bilgi veriyor ve yürüyenlerin büyük bir kısmı yolda dağılıp geri dönüyor. Hamidiye zırhlısının attığı kurusıkı top mermileri. Halktan ölen bir kişi yok, yıkılan bir ev yok. Halkı galeyana getiren 8 kişi asılmış geri kalanlar 1929 da af ile serbest kalmış. 

    Rize duruşmaları adlı kitabı okuyun!! Adamlar mahkemede ifade verenlerin belgeleri ile yazmışlar. 

    Yazarlardan biri de imamdır. 

  10. 0 3
    {usertitle}

    Zafer Turizm

     11 Aralık 2024 01:37
         

    Sapka Kanunu çıkmasaydı Arap Fesiyle geziyordu Rizeliler

  11. 0 1
    {usertitle}

    Şaka takmak günah mı

     16 Aralık 2024 19:23
         

    Rizede halk biz şapka gitmek istemiyoruz diye toplanmışlar .. Rize’de halka zorla şapka mı giydirilmiş ki.. halkı isyana sevk eden zındıkların hiç mi suçu yok.. çok büyük yalanlar var. 
      

Yorum Yapın